Karma(Kombine) Uyuyanlar için İyi, Doğru ve Rahat Yatak Seçimi Nasıl Olmalıdır?
Makalede Neler Var
Kombine uyku; kişinin gece boyunca yan, sırt ve yüz üstü uyku pozisyonlarından hepsini kullanması anlamına geliyor.
İnsanların büyük çoğunluğu geceleri yalnızca tek bir uyku pozisyonu tercih ederken bir kısmı da zaman zaman üç pozisyonun her birinden de yararlanıyor.
Karma uyku olarak da isimlendirilen kombine uyku, kan akışını hızlandırdığından özellikle dolaşım problemi bulunan kişilere oldukça iyi geliyor.
Kombine uyku, uyku apnesi ve horlama şikayeti bulunan kişilerin hastalık semptomlarını iyileştirici bir etki gösteriyor.
Kombine bir şekilde uyuyan kişilerin tıpkı tek bir yatış pozisyonunu tercih eden diğer kişiler gibi yatak seçimleri esnasında oldukça titiz davranmaları gerekiyor.
Kişinin vücut ağırlığına uygun, yeterli desteği sunan, omurganın hizalanmasına yardımcı olan bir yatak; kombine uyuyanların tüm gece boyunca daha rahat ve deliksiz bir şekilde uyumalarını sağlıyor.
Kombine uykunun teknik olarak diğer tekil uyku pozisyonlarından herhangi bir üstünlüğü ya da avantajı bulunmuyor.
Bununla birlikte gece boyunca birden fazla pozisyonu birlikte kullanmak; kan dolaşımını hızlandırıp, kişideki uyuşma ve uyuşukluk riskini en aza indirgiyor.
Uyku pozisyonu dikkate alınmadan yapılan bir yatak seçimi, kişinin kalitesiz ve rahatsız bir uyku çekmesi anlamına geldiğinden kombine uyuyan kişilerin de yatak satın alırken mutlaka bazı noktaları göz önünde bulundurmaları gerekiyor.
Karma Uyku Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Spinal hizalama; karma uyuyanların da sağlıklı ve nitelikli bir uyku uyuyabilmeleri noktasında son derece önem arz ediyor.
Sırt, yüz üstü ya da yan uyurken kişinin omuzlarının, omurgasının pelvisle mutlaka aynı hizada olması gerekiyor.
Aksi halde yanlış spinal hizalama; kişinin vücudunun her tarafında, özellikle boyun, bel, omuz ve kalçalarında basınç noktalarının gelişmesine yani bu noktalarda ağrı ve acı hissetmesine neden olabiliyor.
• Yan yatış pozisyonu:
Sırt ağrısı şikayeti bulunan ve hamile olan kadınlar için ideal olan yan yatış pozisyonu, kadınlar tarafından sıklıkla tercih edilen bir pozisyon olma özelliği taşıyor.
Destekleyici bir uyku yüzeyi bulunan yatak seçimi; yan yatan kişilerde omurgayı hizalayarak, basınç noktalarını hafifletiyor.
Yani kişide ağrı ve acı hissini en aza indirgiyor.
Asit reflü hastaları ve horlama problemine sahip olan kişiler için de en sağlıklı yatış pozisyonlarından biri olan yan yatış pozisyonu, solunum yollarındaki hava akışını da kolaylaştırıyor.
Lakin sağlığa pek çok açıdan katkısı bulunan yan yatış pozisyonunun yüzde kırışıklık ve ince çizgi oluşumunu hızlandırıcı bir yönü bulunuyor.
• Sırtüstü yatış pozisyonu:
Tıpkı yan uyku pozisyonu gibi doğal omurga hizasını destekleyerek, dengeleyen sırtüstü yatış pozisyonu; kilolu kişilerde ve hamile kadınlarda eşit olmayan ağırlık ve basınç noktalarının gelişimine neden olarak, ağırlığın karın bölgesinde ve çevresinde yoğunlaşmasına yol açabiliyor.
Bu durum, sırtüstü uyuyan kişilerde bel ve kalça ağrılarını tetikleyebiliyor.
Bununla birlikte mide asiti (reflü) semptomlarını ağırlaştırıp, horlamayı şiddetlendirebiliyor.
• Yüzüstü yatış pozisyonu:
Ağrı ve rahatsızlık potansiyeli oldukça yüksek olan yüzüstü yatış pozisyonu; omurga gerginliğini, omurga ve boyun ağrılarını beraberinde getiriyor.
Yüzüstü uyuyanların büyük çoğunluğunun uyurken başlarını sağa ve sola doğru çeviriyor olmaları; boyun ağrılarının daha da şiddetlenmesine öncülük ediyor.
Karma pozisyonda uykunun gece boyunca ağrı ve acı hissine yol açması, genellikle kişinin ağrı ve acıyı tetikleyen yanlış bir pozisyonda uyumasından kaynaklanıyor.
Bazen de bu duruma yeterli destek sunmayan, kişinin ağırlığına uygun olmayan, yanlış yatak seçimi neden oluyor.
Bu yüzden kombine (karma)uyuyan kişilerin yatak satın alırken yalnızca tek yatış pozisyonuna uygun bir şekilde tasarlanan yatakları tercih etmekten kaçınmaları gerekiyor.
Karma Uyuyanlar için İdeal Sertlikteki Yataklar Hangileri?
Karma uyuyan kişilerin yeni bir yatak satın alırken, yatak desteğinin yeterli seviyede olup olmadığını mutlaka değerlendirmeleri; sağlıklı ve kaliteli uyuyabilmeleri noktasında hayati bir rol üstleniyor.
Yataklarda destek; en genel tanımıyla yatağın omurgayı düzgün bir şekilde hizalayabileceği düz, pürüzsüz ve düzgün bir yatak yüzeyine sahip olabilmesini ifade ediyor.
Yeterince sağlam ve dayanıklı olmayan yatakların omurgada yanlış hizalamaya yol açabilen, düz olmayan yüzeyleri bulunuyor.
Yatak sertliği; genellikle 1 ile 10 arasında değişen rakamlar ile tanımlanıyor.
1; en az yatak sertliğini yani en yumuşak yatağı tanımlarken, 10 en sıkı yani en sert yatağı ifade ediyor.
Günümüzde piyasada satışa sunulan yatakların büyük çoğunluğu 3 ile 8 arasında değişen sertlikleri ile ön plana çıkıyor.
3 rakamı yumuşak bir yatağı belirtirken, 8 rakamı ekstra sert bir yatağı tanımlıyor.
Kişinin yatak seçimi esnasında mutlaka vücudunun genişliğini ve ağırlığını dikkate alması, vücut ağırlığını taşıyabilecek bir yatak satın alması gerekiyor.
Kombine uyuyanların ağırlıklarına göre hangi sertlikte yatak seçmeleri gerektiğini aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz:• Ağırlığı 60 kg altında olan kişiler:
Ağırlığı 60 kg altında olan yani zayıf kişilerin omurgalarını daha iyi hizalayan yumuşak ya da orta yumuşak yataklarda uyumaları gerekiyor.
Zayıf kişilerin sert ya da aşırı sert yataklarda uyumaları, basınç noktalarına ağırlık binmesi sonrasında ağrı ve acı hissetmeleri ile sonuçlanıyor.
• Ağırlığı 60 ile 105 kg arasında olan kişiler:
Ağırlığı ortalama olan kişilere uzmanlar tarafından orta sertlikte, vücutlarının yatak yüzeyine fazla gömülmedikleri bir yatağı satın almaları öneriliyor.
Bu yataklar, kişinin gece boyunca daha rahat etmesini sağlıyor.
• Ağırlığı 60 kg daha fazla olan kişiler:
Ortalamadan daha ağır yani kilolu ya da aşırı kilolu kişilerin mutlaka sert uyku yüzeylerine sahip yataklarda uyumaları tavsiye ediliyor.
Aksi halde yumuşak yüzeyli yataklar, kişinin vücut ağırlığının derinlere doğru gömülmesi, ağrı ve rahatsızlık hissinin ortaya çıkması riski taşıyorlar.
Karma Uyuyanlar Hangi Yatakları Tercih Etmeli?
Karma uyuyan kişilerin yatak seçimi esnasında yatağın omurga hizalamasını sağlayıp sağlamadığını ve yatağın ağırlıklarına uygun olup olmadığını göz önünde bulundurmanın yanı sıra yatakta hangi malzemenin kullanıldığını da hesaba katmaları gerekiyor.
Yatak malzeme bileşiminin ağrı ve baskıyı hafifletir nitelikte olmaları çoğu zaman yeterli olmuyor.
Aynı zamanda yatakta kullanılan malzemenin gürültü potansiyeline sahip olup olmadığı, dayanıklılık süresi, aşırı terlemeye yol açıp açmadığı da doğru yatak seçimi noktasında oldukça önem arz ediyor.
En yaygın 5 yatak tipini, bu yatakların özelliklerini ve hangilerinin kombine uyuyan kişiler için doğru tercih olabileceklerini aşağıdaki şekilde detaylandırabiliriz:• Havalı yataklar:
Sünger konfor tabakası bulunan, bireysel ya da uzaktan kumanda ile ayarlanabilen hava bölmelerine sahip olan havalı yataklar; en pahalı yataklardan biri olarak, bütçe sıkıntısı bulunan kişilere pek de hitap etmiyor.
7 ile 9 yıl arasında değişen, oldukça uzun bir dayanıklılık süreleri bulunan havalı yataklar; sırtüstü uyuyan kişilere harika bir destek sunarak, omurga hizalanmasına olanak tanıyor.
Ağrı ve basıncı minimize eden, kişinin vücudunu kucaklayan havalı yatakların olumsuz özellikleri arasında ise sıcaklığı nötralize etmemeleri yani serin bir uyku vaat etmemeleri, gürültü çıkarmaya meyilli olmaları ve sınırlı sayıda üretilmeleri bulunuyor.
Havalı yatak kullananların büyük çoğunluğu bu yataklarda kaliteli ve iyi bir uyku çektiklerini dile getiriyor.
Yani müşteri memnuniyeti ve geri dönüşü açısından bu yataklar, en popüler yataklar listesinde ilk sırada bulunuyor.
• Lateks yataklar:
Doğal bazen de sentetik lateks konfor katmanları ile tasarlanan, destek katmanındaki lateks ve yüksek yoğunluklu strafor katmanları ile çok iyi vücudu destekleme özelliği bulunan lateks yataklar; havalı ve hibrit yataklardan sonra en yüksek fiyatlı yataklar olma özelliği taşıyorlar.
Dayanıklılık yani sağlamlık süreleri 7-9 yıl arasında değişen bu yataklar, ses ve gürültüyü oldukça başarılı bir şekilde izole ediyorlar.
Ağrı ve acıyı hafifletmede de son derece başarılı olan lateks yataklar; sünger yataklara göre daha serin bir uyku sunuyor.
Bu yatakların dezavantajları arasında ise kenar desteklerinin fazla olmaması, bazı kişilerde terlemeye neden olabilmeleri, sınırlı sayıda üretilmeleri yani kolay erişilememeleri ve fiyatlarının yüksek olmaları bulunuyor.
Bu yataklar, havalı yataklardan sonra müşterileri memnun etme oranı en yüksek yataklar olarak biliniyor.
• Sünger yataklar:
Yüksek yoğunluklu sünger destek katmanları ve hafızalı sünger konfor katmanına sahip olabilen sünger yatakların 5-6 yıl arasında dayanıklılık yani sağlamlılık süreleri bulunuyor.
Ortalama bir fiyatta satışa sunulan sünger yataklar; sırt üstü uyuyan kişilerde ağrı ve basıncı tahliye edip, en aza indirgiyor.
İyi seviye gürültü ve ses izolasyonu bulunan sünger yataklar, çoklu sertlik seçenekleri ile de biliniyor.
Lakin birkaç yıl içerisinde sarkma eğiliminde olan bu yataklar, kişinin geceleri terlemesine neden olabiliyor.
Yani aşırı terleyen kişilerde sıcaklık hissini arttırıyor.
Aynı zamanda bu yatakların kötü kokuyu absorbe edici bir özellikleri bulunmuyor.
Havalı ve lateks malzeme yataklardan sonra yatak kullanıcılarının en çok memnun kaldığı yataklardan birinin sünger yataklar olduğunu söyleyebiliriz.
• Hibrit yataklar:
Lateks ve hafızalı sünger(visco) katmanı ile donatılan, destek merkezlerinde pocket yaylar ve süngeri katmanları kullanılarak özenle tasarlanan hibrit yataklar; havalı yataklardan sonra en yüksek fiyatlı yataklar olduklarından sınırlı bütçesi bulunanlara önerilmiyor.
6-7 yıllık ortalama bir dayanıklılık süreleri bulunan hibrit yataklar, bonel yaylı yataklara nazaran daha iyi bir destek sunuyor.
Kişiye genellikle serinlik sunsa da bazı kişilerde terleme problemi görülebiliyor.
Ses potansiyellerinin yüksek olması, sınırlı sayıda olmaları; bu yatakların olumsuz özellikleri arasında olsa da müşteri memnuniyet oranları süngerli yataklarla aynı rakamlarda seyrediyor.
• Bonel yaylı yataklar:
Sünger destek katmanı, destek merkezine eşit uzaklıkla yerleştirilen bonel yaylı bu yataklar, 4-6 yıllık dayanıklılık süreleri ile en kısa ömürlü yataklar olarak sınıflandırılıyor.
Satın alabileceğiniz en ucuz yataklar olmaları, farklı sertlik seçeneklerine sahip olmaları; olumlu özellikleri arasında bulunsa da bu yataklar, minimum destek sunmaları, ağrı ve acı tahliyesinde başarısız olmaları, erken dönemde çökmeleri ve ses çıkarma potansiyelleri ile genellikle dezavantajları ile tanınıyor.
Müşteri memnuniyet oranı açısından son sırada bulunan bu yataklar; kişide ağrı ve acıyı arttırabiliyor.
Bu yüzden de romatizma, fibromiyalji hastalarının, bel ve boyun fıtığı bulunan kişilerin, bel, boyun ve sırt ağrılarından şikayetçi olanların mümkünse destek malzemesi az kullanılmış bonel yatak satın almamaları gerekiyor.
UYARI:
Sizin için en ideal yatağı satın alırken yatakların fiyatlarını ve özelliklerini karşılaştırmayı ihmal etmemeli, ürün garanti süresini ve garanti kapsamını mutlaka kapsamlı bir şekilde değerlendirmelisiniz.
Ürünün hatalı olduğu ya da kısa süre içerisinde çöktüğü durumlarda ürünü ne kadar bir süre içerisinde değiştirebileceğinizi, değişim esnasında herhangi bir ekstra ücret ödemeniz gerekip gerekmeyeceğini mutlaka satış danışmanına detaylı bir şekilde sormalısınız.
Yatak deneme süresini de muhakkak öğrenmeli, yatak performansından memnun kalmadığınızda yatağı iade edip edemeyeceğiniz hakkında bilgi edinmelisiniz.
Böylelikle yanlış yatak tercihi yüzünden ileride mağdur olmaktan ve pişmanlık yaşamaktan kurtulabilirsiniz.