Sırt Üstü Uyuyanlar için Doğru Yatak Seçimi Nasıl Olmalıdır?
Makalede Neler Var
Sırt üstü yatış pozisyonu, toplum arasında sıklıkla rastlanılan bir yatış şekli olmasa da aslında sağlığımıza pek çok açıdan katkıda bulunuyor.
Boynun, pelvisin ve omurganın doğal bir şekilde dengelenmesine ve hizalanmasına olanak tanıyan bu pozisyon; böylelikle baskı ve basınç noktalarını en aza indirgeyerek, kişinin ertesi gün ağrı ve acı hissetmesini engellemiş oluyor.
Sırtüstü uyumayı tercih edenlerin yüzüstü ya da yan yatanlar gibi ekstra destek yastıkları kullanmalarına gerek kalmıyor. Lakin uyku apnesi bulunan kişilerin ya da geceleri horlayanların sırt üstü uyurken başlarının altlarına mutlaka kalın bir yastık koymaları gerekiyor.
Sırt üstü uyuyanların kaliteli ve rahat bir uyku çekebilmeleri noktasında muhakkak aşırı sarkma eğiliminde olmayan, orta sertlikte ya da sert, tutarlı bir destek ve uyum sağlayan yatak tercihinde bulunmaları önem arz ediyor.
Sırt Üstü Yatış Pozisyonları Neler?
Sırt üstü yatış; ABD nüfusunun yalnızca %10 gibi küçük bir bölümü tarafından tercih ediliyor.
Bununla birlikte bu pozisyon da kendi içerisinde farklı sınıflara ayrılıyor. Sırt üstü yatış pozisyonlarını aşağıdaki şekilde sıralayabilmemiz mümkün:
• Soldier(Asker):
Her iki kolun da vücudun yanlarında serbest ve düz bir şekilde uzatıldığı bu pozisyonda tek bir ayak ya da her iki ayak birden dizden içeri doğru hafifçe bükülüyor.
• Starfish(Denizyıldızı):
Her iki kolun dirseklerden büküldüğü ve yukarı doğru uzatıldığı bu pozisyonda bir ya da iki bacak da dizden bükülüyor.
• Savasana:
Bu pozisyonda her iki kol ve her iki bacak, düz bir şekilde uzatılıyor.
Yukarıdaki her üç pozisyondan hiçbirinin bir diğerine üstünlüğü bulunmuyor. Sırtüstü yatış pozisyonlarından her üçü de tıpkı yan yatış pozisyonu gibi doğal bir şekilde omurganın pelvisle birlikte hizalanmasına olanak tanıyor. Bu hizalama da vücuttaki baskı ve basınç noktalarını minimize ederek, boyun, sırt, kalça ağrılarını azaltmış oluyor.
Ancak kişinin kaliteli ve rahat bir uyku çekebilmesi adına mutlaka destekleyici bir yatak da kullanması gerekiyor. Destekleyici bir yatak kullanımı, bel, boyun, kalça ağrılarının ve acı hissinin önlenmesinde oldukça önemli bir yer teşkil ediyor.
Sırtüstü Uyumanın Herhangi Bir Zararı var mı?
Omurga hizasının düzgün olmasına yani dengelenmesine yardımcı olan bu yatış pozisyonu, aynı zamanda uyurken yüzünüzün kırışması ihtimalini de en aza indirgiyor. Yani cildinizin erken yaşlanmasının önüne geçiyor.
Bununla birlikte sırtüstü yatış pozisyonları, birtakım riskleri ve sorunları da beraberinde getirebiliyor.
Sırtüstü uyuma alışkanlığının neden olabileceği olası riskleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:• Horlamayı tetikliyor
Dilin ve solunum kaslarının bu pozisyonda uyurken gevşemesi, boğazdaki hava dolaşım sirkülasyonunu engelleyerek, kişinin daha fazla ve gürültülü bir şekilde horlaması ile sonuçlanabiliyor.
Bu durum da uyku apnesi yani uyku esnasında geçici solunum durması problemi olan hastaların şikayetlerinin artmasına yol açabiliyor.
Bu yüzden uyku apnesi problemi bulunan kişilerin sırtüstü uyumaktan mümkün olduğunca uzak durmaları gerekiyor.
• Asit reflü semptomlarını şiddetlendiriyor
Mide yanması, mide ekşimesi, midedeki yemeklerin boğaza doğru hareket etmesi ile karakterize olan asit reflü semptomları; sırtüstü yatış pozisyonu esnasında daha da şiddetleniyor.
Asit reflü hastalarının yanı sıra gastrit, ülser gibi sindirim sistemi sorunları bulunan hastaların da daha konforlu bir uyku deneyimi yaşayabilmeleri adına sırt üstü yatmamaya çalışmaları gerekiyor.
• Boyun ağrılarına yol açıyor
Sırt üstü yatan kişilerin çok ince ya da çok kalın yastık kullanmayı tercih etmeleri, maalesef ki boyun gerginliğini arttırarak, boyun ağrıları hatta krampları ile sonuçlanabiliyor.
Uyku bilimciler; sırt üstü uyuyanlara kaliteli, omuz genişlikleri ve vücut ağırlıkları ile uyumlu bir yastık tercihinde bulunmalarını öneriyor.
• Hamilelerde bel ağrısına neden oluyor
Hamilelik boyunca vücudun ve özellikle karın bölgesinin genişlemesi, vücut basınç noktalarına daha fazla ağırlık ve baskı yüklenmesini beraberinde getiriyor.
Özellikle hamileliğin ikinci ya da üçüncü trimester döneminde yani son altı ay içerisinde sırtüstü yatış pozisyonu, şiddetli bel ve kalça ağrılarını tetikliyor.
Bu yüzden hamile kadınların sırtüstü yatmaktan kaçınmaları, yan yatış pozisyonunu tercih etmeleri öneriliyor.
Sırtüstü Uyuyanlar, Hangi Sertlikteki Yatakları Satın Almalı?
Sırtüstü uyuyanların rahat, ağrısız, kaliteli bir şekilde uyuyabilmeleri noktasında vücutları ile uyumlu olan, vücutlarının yatak derinlerine doğru batmasını engelleyen destekleyici yatak satın almaları, yatak satın alırken kendi vücut ağırlıklarını ve yatak yüzeyinin sertliğini de muhakkak dikkate almaları gerekiyor.
Vücut ağırlığı 60-105 pound arasında olan kişiler genellikle ortalama ağırlığa sahip kişiler olarak kabul edilirken, 105 üstündeki kişiler kilolu, 60 altındakiler ise zayıf yani hafif olarak ele alınıyor.
Uyku bilimciler, ortalama ağırlık sınıfındaki kişilerin güzel ve ağrısız bir uyku çekebilmeleri için orta sertlikte bir yatakta uyumaları gerektiğine değiniyor.
Vücut ağırlığı 60 altında olan kişiler ise daha çok yumuşak ya da orta yumuşak bir yatakta; 105 üstünde olan kişiler sert ya da aşırı sert yataklarda uyurken daha rahat ediyor.
Aksi halde kilolu kişilerin kendilerine yumuşak gelen bir yatakta uyumaları, vücutlarının yatağa doğru batmaları, omurga hizalamasının önlenmesi, bel, boyun, kalça, sırt ağrıları ile sonuçlanabiliyor.
Vücut ağırlığına göre doğru yatak seçimini aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:• Vücut ağırlığı 60 pound altında olanlar:
Ortalamadan daha hafif yani zayıf olan kişilerin kendilerini daha konforlu ve ağrısız hissettikleri yumuşak ya da orta yumuşak yataklarda uyumaları gerekiyor.
Yumuşak yatak seçimi, ağrı ve basınç noktalarını hafiflettiğinden kişinin ertesi sabah bel, boyun, sırt ağrı ve kramplarına yakalanmasını önlüyor.
• Vücut ağırlığı 60 ile 105 arasında olanlar:
Ortalama ağırlık sınıfında yer alan sırtüstü uyuyan kişiler, aşırı batmayı engelleyen, omurgayı hizalayan, ağrı ve acıyı hafifleten orta sertlikteki yataklarda daha rahat ediyorlar.
• Vücut ağırlığı 105 pounddan fazla olanlar:
Ortalamadan daha ağır olan kişilerin yumuşak yataklarda uyumaları, yatak desteğinin zayıflamasına ve vücutlarının yatak derinlerine doğru batmalarına neden olabiliyor.
Bu durumun önlenmesi noktasında kilolu kişilerin yatak satın alırken mutlaka sert ya da aşırı sert yataklara yönelmeleri gerekiyor.
Sırtüstü Uyuyanlar için En İdeal Yataklar Hangileri?
Sırtüstü uyuyan kişilere kendileri için ideal yatağı araştırırken yatağın hangi malzemeden imal edildiğini de hesaba katmalarını öneriyoruz.
En yaygın 5 yatak tipini, avantajlarını ve dezavantajlarını aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:• Sünger yataklar:
Uygun fiyatları ile dikkat çeken, süngerli ya da hafızalı süngerli yataklar; yüksek yoğunluğa sahip stafor destek çekirdeği ile ağrı ve basıncı azaltarak, kişinin vücudunu uyumlu bir şekilde kucaklıyor.
Hareket izolasyonu sunan hafızalı süngerli yataklar, gürültü ve ses yüzünden kişinin ve partnerinin uykusunun bölünmesini de önlemiş oluyor.
Ancak terleme problemi bulunan kişilerin, daha serin bir yatakta uyumak isteyenlerin, yatakta erken sarkma ihtimali ile karşılaşmamak isteyenlerin sünger yatak satın almaktan kaçınmaları gerekiyor.
• Lateks yataklar:
Sünger ve içten yaylı yataklara nazaran daha pahalı olan, doğal ya da sentetik lateks katmanlarının kullanıldığı bu yataklar; basınç noktalarını hafifleterek, kişideki ağrı ve acı hissinin azalmasına önemli ölçüde katkıda bulunuyor.
Sünger yatakların aksine yatağın daha serin kalmasını sağlayan lateks malzeme, gürültüyü de önlediğinden kişinin deliksiz bir uyku çekebilmesine yardımcı oluyor.
Lakin kenar desteklerinin minimum seviyede olması, ter kokusuna eğilimli olmaları, erken dönemde sarkmaları; bu yatakların önemli dezavantajları arasında bulunuyor.
Serin bir yatakta, ağrısız, gürültüsüz ve rahat bir uyku çekebilmek adına lateks yataklardan yana tercihinizi kullanabilirsiniz.
• Hibrit yataklar:
Lateks ya da hafızalı sünger katmanları ile donatılmış olan, bobin destek göbeğinin kullanıldığı bu yatakların fiyatı; sünger ve lateks yataklara nazaran daha yüksek rakamlarda seyrediyor.
Güçlü kenar destekleri bulunan bu yataklar; uzun kullanım ömürleri ve dayanıklılıkları ile de ön plana çıkıyor.
Kişinin rahat bir şekilde uyumasını sağlayan ve vücudu ile birebir uyumlu olan hibrit yatakların dezavantajları arasında ise fiyatlarının yüksek olmaları, gürültü çıkarmaya eğilimli olmaları ve lateks yataklar kadar serin bir uyku vaat etmemeleri bulunuyor.
Gece yatağınızda sağa sola dönerken gürültü çıkmasını istemiyorsanız; hibrit yatakların sizin için uygun olmadığını ifade edebiliriz.
• Havalı yataklar:
Sünger konfor tabakası ile imal edilmiş ve tasarlanmış olan, uzaktan kumanda ile ayarlanabilen hava bölmelerine sahip olan, fiyatları diğer dört yatağa nazaran daha yüksek olan havalı yataklar; ayarlanabilir sertlik seviyeleri ile bel, boyun, kalça ağrıları ile karşılaşma ihtimalinizi azaltıyor.
Vücutla uyumlu olan bu yatakların olumsuz yönleri arasında ise gürültü potansiyellerinin olması ve serin bir uyku sunmamaları yani terlemeye neden olabilmeleri yer alıyor.
• İçten yaylı yataklar:
Destek merkezine eşit uzaklıkla yerleştirilmiş çelik yaylar ve taban sünger tabakaları ile hazırlanmış olan bu yataklar; uygun fiyatları ile pek çok kişinin ilk tercihi olsa da basınç ve baskıyı yeterince azaltmadığından kişide ertesi gün ağrı, kramp ve acı ile karşılaşma riskini arttırabiliyor.
Üstelik erken sarkabilen içten yaylı yataklar; gürültü potansiyelleri yüzünden kişiyi uykusundan uyandırabiliyor. Bu yüzden hafif uyuyan kişilerin, bel, boyun ağrılarından şikayetçi olanların, romatizma hastalarının, bel, boyun fıtığı hastalarının içten yaylı yataklarda uyumaktan kaçınmaları gerekiyor.